
Biyologlar canlıları tanıma ve inceleme kolaylığı sağlamak için organizmaları sınıflandırma yoluna gitmişlerdir. Canlıların belirli kriterlerine dikkat edilerek, benzer ve ortak özelliklerine göre gruplandırılmasına sınıflandırma denir. Sınıflandırma yapan biyoloji alt bilim dalı sistematik (taksonomi) adını alır. Sistematik bilimi canlılar arasındaki akrabalık derecelerini araştırır ve canlıları isimlendirir. Sınıflandırmanın iyi yapılması, canlıların bulunduğu grupları belirler ve bu grupların özelliklerinden yararlanarak canlıların karakteristik (kendilerine has) özelliklerini öğrenmemizi sağlar.
Ayrıca biyologlar, canlılara isim verirken dünyanın her yerinde bütün bilim insanlarının aynı fleyi anlayacağı bir yöntem kullanır. Çünkü dünyanın farklı yerlerinde yaflayan aynı canlılar, farklı isimlerle tanınmamalıdır. Yine canlılara verilen isimler canlının bilimsel özelliklerine ters düflmemelidir. Tüm dünyada canlı türlerinin adlandırılmasında Latince kelimeler kullanılır.
fiimdi birlikte geçmişe doğru bir yolculuk yapalım ve sınıflandırmanın tarihi sürecini birlikte öğrenelim.
İlk sınıflandırma çalışmaları eski Yunanlılar zamanında başlamıştır.
M.Ö. 384 – 322 yılları arasında Aristo canlıları bitkiler ve hayvanlar olmak üzere iki gruba ayırarak sınıflandırmıştır.
Aristo hayvanlarla yaptığı gözlemler sonucunda hayvanları yaflam ortamına göre; karada yaşayanlar, suda yaşayanlar ve havada yaşayanlar olmak üzere üç gruba ayırmıfltır.
Aristo’nun öğrencilerinden olan Yunan botanikçisi Theophratus (Teofratus) bitkileri yaşama alanlarına göre sınıflandırmıştır. Bu bilim adamı bitkileri; otlar, çalılar ve ağaçlar olmak üzere üç gruba ayırmıştır. Bu sınıflandırma şeklinde canlıların yapısal benzerlikleri kullanılmıfltır.
Sınıflandırma sistemleri,
- yapay (ampirik) sınıflandırma
- doğal (filogenetik) sınıflandırma
olarak ikiye ayrılır.