Pankreas Nedir? Ne İşe Yarar? Görevleri Nelerdir?

Pankreas, midenin hemen arkasında yer alan ve boşaltıcı kanalları ile onikiparmakbağırsağına bağlı, iç ve dış salgıları olan büyük bir bezdir. Pankreas iç ve dış salgı yapan karma bir bezdir. Pankreasın endokrin dokularına Langerhans adacıkları denir. Bu odacıklarda alfa ve beta olmak üzere iki tip hücre bulunur. Alfa hücreleri glukagon, beta hücreleri insülin hormon salgılar. Bu hormonlar özellikle karbonhidrat metabolizmasını düzenlemekle birlikte, yağ ve protein metabolizmaları üzerinde de etkilidir.

İnsülin ve glukagon kanda glikoz düzeyinin ayarlanmasında çok önemli ve birbirine zıt etkilere sahiptir. İnsülin, kanda glikoz düzeyi belirli bir değere çıktığında salgılanır ve kanın glikoz düzeyini düşürür.

İnsülin bu etkiyi şöyle gerçekleştirir:


• Vücut hücrelerinin (beyin hücreleri hariç) glikoza karşı geçirgenliğini artırır. Kandan hücrelere glikoz geçişini sağlayarak kan şekerini düşürür.

• Karaciğer ve kasta glikozdan glikojen sentezini artırır.

• Hücrelerde glikozun yıkım reaksiyonlarını uyarır. İnsülin, amino asitlerin de kandan hücrelere geçişini kolaylaştırır, protein ve lipit sentezini uyarır.

Glukagon ise, insülinin etkisine zıt bir etki gösterir (antagonistlik). Kanda glikoz düzeyi belirli bir değere indiğinde glukagon salgılanır. Bu hormon karaciğer hücrelerini etkileyerek, buralarda glikojenin yıkımını uyarır ve meydana gelen glikozların kana geçmesini sağlar. Böylece kanda glikoz düzeyini artırır.


Glukagon, lipit ve protein metabolizmasını da etkiler. Lipitlerin ve proteinlerin yıkımını artırır.

Kanda glikoz miktarının dengelenmesi

Normal bir insanın kanında glikoz miktarı ortalama 1 litre kanda 1 gr. kadardır (1 gr/1 lt. = 100 mg/ 100 ml). Bu miktar genellikle değişmez kalır. Kanında glikoz miktarı normal olan bir insan karbonhidrat bakımından zengin bir yemek yerse veya bu insana glikoz enjekte edilirse, bu insanın kanındaki glikoz miktarı yaklaşık iki saat sonra en yüksek düzeye (yaklaşık 150 mg/100 ml.) ulaşır.

Bundan sonra glikoz miktarında düşme başlar ve yaklaşık üçüncü saatten sonra normal miktarının altına düşer (yaklaşık 55 mg/100 ml). Bu durum glikozun kandan hücrelere geçmesiyle açıklanır. Kanda glikoz miktarı normalin altına düştükten sonra, yeniden artmaya başlar ve yaklaşık dördüncü saatten sonra nomal miktarına ulaşır. Bu durum da glikozun hücrelerden kana geçmesiyle açıklanır.


Kanda glikoz miktarının belirli sınırlar arasında sabit kalması pankreastan salgılanan insülin, glukagon ve böbrek üstü bezinin öz bölgesinden salgılanan adrenalin hormonlarının düzenleyici etkileriyle sağlanır.

Karbonhidrat bakımından zengin bir yemekten sonra kandaki glikoz miktarı artar. Glikozun bir kısmı karaciğerden geçerken alınır ve karaciğer hücrelerinde glikojen halinde depo edilir. Kanda glikoz miktarının normal değerinden sonra artmaya başlamasıyla insülin salgılanmaya başlar. İnsülinin etkisiyle kandaki glikoz karaciğer, kas ve yağ doku hücrelerine geçer ve buralarda kullanılır. Böylece kanda glikoz miktarı düşer.

Kanda glikoz miktarının normal değerinin altına düşmesiyle adrenalin ve glukagon salgılanır. Bu hormonların etkileriyle glikojen yıkımı uyarılır; glikoz karaciğer ve bağırsaktan kana geçer ve böylece kanda glikoz miktarı artar.

Hormonal Bozukluk: İnsülin yetersizliğinde, glikozun hücrelere girmesi ve hücrelerde kullanılması azaldığından, bu maddenin kandaki miktarı artar. Bu duruma şeker hastalığı (diabetes mellitus) denir. fieker hastalığında kandaki glikozun fazlası böbrek nefronlarından geri emilemez, idrarda glikoz görülür. Glikoz ozmotik basıncı da artırdığı için nefronlarda suyun geri emilimi de az olur ve glikoz bol su ile birlikte dışarı atılır. Bu durumda aşırı idrar çıkartıldığı gibi, bu suyu yerine koymak için de aşırı su içilir. fieker hastalığında kanda glikoz fazladır, fakat hücreler bundan yeterince yararlanamaz. Hücreler enerji kaynağı olarak yağ ve proteinleri kullanır. Bu da kilo kaybına neden olur. Görüldüğü gibi şeker hastalığında karbonhidrat, protein ve yağ metabolizması bozulmaktadır. fieker hastalarına devamlı insülin enjekte edilerek, bunların normal yaşamlarını sürdürmesi sağlanabilir.


İnsülin hormonu normalden fazla salgılanırsa, kan şekeri çok düşer, sinir hücreleri aşırı hassaslaşır, uyarılamaz duruma gelir ve kasılmalar, kendini kaybetme ve bunların sonucunda ölüm olabilir. Bu şikayetler fazla şeker yiyerek azaltılabilir. Pankreasın bir kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıyla hastalık tedavi edilebilir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here