
Otofaji sözcüğü‘kendi kendini yemek’ anlamına gelmektedir. Otofoji kavramı 1960 yıllarında yapılan bir takım araştırma ilk defa fark edilmiştir. Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalar ışığında hücrenin kendi yapısında bulunan bir takım bileşeni zarla çevreleyip kese adında yapılar oluşturup, bu yapıları geri dönüşüm merkezi olan lizozom organeline getirerek kendi kendini sindirdiği fark edilmiştir.
Lizozom organeli hücre bileşenlerini parçalayıp yıkarak yapı taşı moleküllerine dönüştürmektedir. Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar doğrultusunda hücre bileşenlerin büyük bir çoğunluğu lizozom organeli tarafından parçalanmaktadır.
Son yıllarda bu konu üzerinde yapılan biyokimyasal ve mikroskobik çalışmalar hücre içerisinde bulunan bir takım büyük yükleri lizozoma taşıyan bir keseciklerin varlığını gösterdi.
Lizozom organelini keşfeden ünlü bilim insanı Christian De Duve, hücre içerisinde gerçekleşen bu ilginç sindirme olayını ‘kendi kendini yeme’ anlamına otofaji olarak adlandırmıştır. Otofaji olayında gerçekleşen bu yeni keseciklere ise otofagozom adı verdi.
Bilim insanları yaptıkları incelemelerde otofajinin bir birini takip eden bir dizi olayla gerçekleşip kontrol edildiğini saptadı. Otofaji olayında çeşitli proteinler ve protein komplekslerinin her biri, keseciklerin (otofagozom) başlangıcında ve oluşumunda önemli bir aşamasını düzenleyip kontrol ediyor.
2017 yılında Nobel Tıp Ödülünü kazanan Yoshinori Ohsimu, stres faktörlerinin totofaji olayını nasıl başlattığını ve keseciklerin (otofagozom) nasıl oluştuğunu aşamaları ile belirgin bir şekilde anlatarak bilim dünyasında ses getirmiştir. Otofaji görünürde olumsuz birşeymiş gibi gözükse de hücre bileşenlerinin yenilenmesi içi ihtiyaç duyulan enerjiyi ve yapı taşlarını hızlı bir şekilde tedarik etmektedir. Bu nedenle otofaji açlık gibi stres faktörlerinde hücresel tepki verilmesinde önemli bir rol üstleniyor. Hastalıklar sonucunda vücutta bulunan bakteri virüslerin saf dışı edilmesinde otofaji rol almaktadır.
Embriyo gelişim sürecinde ve hücrelerin başkalaşma süreçlerinde önemli katkılarda bulunuyor. Yaşlanış ve işlevini zayıflamış olan proteinlerin ve organellerin sindirimi ve yerine yenilerinin getirilmesinde yine otofaji etkilidir. Yani otofaji bir nevi kalite kontrol merkezi olarak işlev görmektedir. Otofaji olayının zayıflaması veya hasar görmesi durumunda parkinson hastalığı, tip 2 diyabet hastalığı ve yaşlı insanlarda görülen farklı hastalıklara neden olduğu düşünülmektedir.
Bu bilgilere ek olarak otofaji genlerinde mutasyonlar bazı genetik hastalıklara neden olduğu ve otofaji mekanizmasında görülen bozukluklarında kanserle ilişkisi olduğu yönünde önemli bilgiler bilim dünyasında konuşulmaktadır. Bilim dünyası otofajinin önemini fark etmeye başladı. Bu nedenle bir çok hastalığın tedavisinde üretileccek ilaçların otofaji üzerine etkili olması için bir çok araştırma ve inceleme yapılmaktadır.
Kaynak: Bilim teknik dergisinden alıntı yapılarak düzenleme yapılmıştır.