
Tek bir karakterin kalıtımını incelemek amacıyla yapılan çaprazlama çalışmalarına monohibrit çaprazlama denir.
Mendel önce bir karakter bakımından çaprazlamalar yapmış örneğin sadece bezelyede tohum renginin kalıtımını incelemiştir. Bunun için önce bir karakter bakımından farklı iki arı dölü çaprazlamış, sonra da bu çaprazlamadan elde ettiği bitkileri kendi kendilerine tozlaşmaya (çaprazlanmaya) bırakmıştır.
Mendel deneylerinde kullandığı karakter bakımından farklı olan iki arı döle ata (ana – baba = ebeveyn) anlamına gelen parental döl adını vermiş ve
bunları P simgesiyle göstermiştir. Bunların çaprazlanmasından elde ettiği döllere de oğul döl veya nesil anlamına gelen filial demiş ve bunları da F1
simgesiyle göstermiştir. F1 döllerinin kendi kendilerine çaprazlanmasından meydana gelen döle de ikinci oğul döl veya torun anlamında F2 simgesini
kullanmıştır. Günümüzde de genetik çalışmalarında aynı kavramlar ve simgeler kullanılmaktadır.
a) Bir karakter bakımından farklı iki arı dölün çaprazlanması:
Mendel bir karakter bakımından farklı iki arı dölü çaprazladı. Elde ettiği bireyleri incelediğinde, tümünün aynı karaktere sahip olduğunu ve ana – babadan sadece birine benzediğini gördü. Örneğin arı döl sarı tohumlu bezelye ile arı döl yeşil tohumlu bezelyeyi çaprazladığında, oğul döldeki (F1) tüm bireylerin sarı tohumlu olduğunu gördü. Mendel, F1 dölündeki bireylerin tohum rengi ile ilgili biri anadan, diğeri babadan gelen faktörler olmak üzere iki faktöre sahip olduğunu düşünüyordu. F1 dölü bireylerinin tümü, arı döl sarı tohumlu atadan tohum renginin sarı olmasını belirleyen
faktörü, arı döl yeşil tohumlu atadan ise, tohum renginin yeşil olmasını belirleyen faktörü almış olmalıydı.
F1 döllerinin tümü, yapılarında hem sarı hem de yeşil tohum rengi faktörleri bulunmasına karşın, nasıl oluyordu da sarı tohumlu olabiliyorlardı?
Mendel F1 de ortaya çıkan karakter için baskın (dominant), gizli kalan için ise çekinik (resesif) terimlerini kullandı. Baskın karakteri tayin eden faktörleri büyük harfle, çekinikleri ise küçük hafle gösterme kuralını da getirdi.
b) F1 dölü bireylerinin kendi kendine tozlaşmaya bırakılması (kendileştirme):
Mendel F1 dölü bireylerini kendi kendilerine tozlaşmaya bırakarak (kendileştirme) F2 dölünü elde etti. F2 dölündeki bireylerin 3/4 ünün baskın karaktere, 1/4 ünün ise çekinik karaktere sahip olduğunu gördü. Örneğin sarı tohumlu bireyleri yani F2 dölünde 3/4 oranında sarı, 1/4 oranında ise yeşil tohumlu bireylerden meydana geliyordu. Bu durum Mendel’in varsayımlarını doğruluyordu.
Bu bulgulara göre,
- Belirli bir karakteri belirleyen kalıtsal belirleyiciler (günümüzde bunlara gen denilmektedir) vardır.
- Her ergin bireyin hücrelerinde bir karaktere ait iki belirleyici (iki alel gen) bulunmaktadır. F1 de bunlardan biri baskın diğeri çekiniktir.
- Kalıtsal belirleyiciler eşey hücreleriyle dölden döle iletilir. Eşey hücrelerinin oluşumu sırasında, her karaktere ait belirleyiciler eşey hücrelerine eşit oranda gider. Bunun sonucunda her eşey hücresi her bir karaktere ait sadece bir belirleyici taşır. Bu kural Mendel’in I. Yasası’nın
temelini oluşturur. Mendel’in I. Yasası’nı günümüzdeki kavramları kullanarak şöyle açıklayabiliriz: Bir genin alellerinden her biri gamet oluşumu sırasında mayoz bölünmeyle birbirinden ayrılır ve oluşan gametlerin yarısı bu alellerden birini, diğer yarı sı da diğerini taşır. Bu kurala “Bağımsız ayrılma kuralı” denir. - Melezlerin (F1 lerin) kendi aralarında çaprazlanmasıyla belirli karakterlerin önceden tahmin edilebilen oranlarda ortaya çıkması gametlerin rastgele birleşmesinden kaynaklanır.