Lamarck’ın Evrim Teorisi ve Görüşleri

Biyolojide türlerin değişebileceği (evrim) görüşünü ilk kez öne sürenler Buffon (1707-1788) ve Lamarck (1744-1829)’tır. Bu iki bilim adamı, çevre etkisiyle canlılarda meydana gelen değişmelerin daha sonraki nesillere geçebileceğini savunmuşlardır.

Lamarck, evrimle ilgili hipotezini iki varsayıma dayandırır:

  1. Kullanma ve kullanmama ilkesi : Lamark’ın, kullanma ve kullanmama ilkesi denilen varsayımına göre, bir canlı bir organını sürekli kullanırsa, bu organ gelişir ve kuvvetlenir. Kullanılmayan organlar ise zamanla zayışar, küçülür
    ve kaybolabilir.
  2. Kazanılan karakterlerin kalıtımı ilkesi : Lamarck’ın bu varsayımına göre bir canlı yaşamı sırasında, kullanma ve kullanmama yoluyla elde ettiği yeni özellikleri yeni nesillere aktarır.

Lamarck’ın bu iki varsayıma dayandırdığı evrimle ilgili hipotezi özetle şöyledir: Bir türün değişik çevrelerde yaşayan bireyleri kullanma ve kullanmama yoluyla değişik özelliklere sahip olur ve bu özelliklerini
yavrularına aktarır. Değişen çevre koşullarına bağlı olarak zamanla aralarındaki farklar artar. Uzun yıllar sonra eski türden yeni türler oluşur.


Lamarck’ın, evrimle ilgili hipotezi ve bu hipotezi dayandırdığı iki varsayımı birçok örnekle açıklanmaya çalışılmıştır. Örneğin Lamarck’a göre, zürafaları
n uzun boyunlu olması şöyle açıklanmıştır:

Zürafalar kurak ve otsuz bölgelerde yaşar. Bu nedenle beslenebilmek için devamlı güç harcayarak, ağaçların dallarına boyunlarını uzatmaya çalışır.
Böylece boyunları uzayan zürafalar bu özelliklerini yeni nesillere aktarır. Uzun yıllar süren bu olayın sonucunda günümüzdeki uzun boyunlu zürafalar meydana gelmiştir.

Lamarck’ın birinci varsayımı her zaman doğru sayılmaz. Örneğin bir haltercinin kaslarını çalışarak geliştirmesi için doğrudur fakat kullanılmadığında yok olan bir organ da gösterilememiştir. Lamarck’ın ikinci varsayımı ise bazı deneylerle çürütülmüştür. Örneğin August Weisman adlı bir bilim adamı farelerin 20 döl boyunca kuyruklarını kesmiş, fakat 21. döldeki farelerin de birinci döldeki gibi uzun kuyruklu olduğunu görmüştür. Bu deney ve bundan sonra günümüze kadar yapılan çok sayıdaki deney ve gözlem, sonradan kazanılan her özelliğin kalıtsal olmadığını göstermiştir.

Günümüzde evrenin etkisiyle somatik dokularda meydana gelen değişikliklere modifikasyon adı verilmektedir. Modifikasyonlar kalıtsal değildir. Çevrenin etkisiyle meydana gelen bir değişikliğin kalıtsal
olabilmesi için eşey hücrelerinin DNA sında meydana gelmesi gerekir. Günümüzde bu tip değişmeye de kalıtsal mutasyon adı verilmiştir.


Sonuç olarak, Lamarck evrimi modifikasyonlarla açıklamaya çalışmıştır. Oysa bir değişikliğin evrime yardımcı olabilmesi için kesinlikle kalıtsal olması gerekir. Modifikasyonların kalıtsal olmadığı birçok deney ve gözlem ile kanıtlandığına göre, Lamarck’ın evrimle ilgili hipotezi de doğru değildir.

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here