
Bilimsel Bilginin Doğası ve Biyoloji konusu hakkında ders notlarınızı buradaki bilgilerle karşlılaştırabilirsiniz. Çelişkiler bulduğunuzda bunları öğretmenlerinize danışarak doğrulayabilirsiniz.
Bilim sözcüğü Latincede “bilmek” anlamına gelir. Bilim, bir öğrenme yolu olup doğal dünyayı anlamamıza katkı sağlar. Bilim, kendimiz, diğer yaşam formları ve gezegenimize duyduğumuz merakımız sonucu ortaya çıkmıştır. Anlamaya çalışmak temel içgüdülerimizden biridir. Bilimin kalbinde sorgulama yer alır. Sorgulama, bilgi ve açıklama getirmek için araştırma yapmaktır. Bu sırada sıklıkla özel sorulara odaklanılır. Sorgulama, Mendelʼi özelliklerin nesilden nesile nasıl aktarıldığını araştırmaya yöneltmiştir. Ve günümüzde sorgulama, biyolojik bütünlük ve çeşitliliği moleküler düzeyde anlamamıza yardım eden genomik analizin yürütülmesini sağlayan güçtür. Bütün gelişmeleri yürüten bir motordur.
Başarılı bilimsel sorgulamanın formülü yoktur. Araştırıcıların sıkı sıkıya izlemeleri gereken bir kural kitabı olan, tek bir yöntem yoktur. Bütün araştırmalarda olduğu gibi, bilim dikkatli planlama, nedenselleştirme, yaratıcılık, işbirliği, rekabet, sabır ve olumsuzlukların üstesinden gelmek için sürekliliğin yanı sıra zorluklara karşı koyma, macera ve şans öğelerini içerir. Sorgulamanın bu denli çeşitli öğelerinin bulunması bilimi, çoğu insanın anladığından çok daha az yapılandırmış hale sokmaktadır. Buna rağmen, bilimin, doğayı tanımlama ve açıklamanın diğer yollarından ayıran belirli özellikleri ayrıştırılabilir. Bilim insanları, bir sorgulama süreci kullanarak, doğal olayların nasıl çalıştığını anlamaya yeltenir.
Bu sorgulama süreci, gözlem yapma, mantıklı bir hipotez kurma ve bunları sınanmasını içerir. Sürecin tekrarlanabilir olması gerekir: Bir hipotezin sınanması sırasında yapılan ek gözlemler, yeni bir hipotezin kurulmasına ya da orijinal hipotezin değiştirilmesini gerektirebilir. Böylece, bilim insanları, doğayı yöneten yasaların en iyi şekilde öngörülmesine giderek daha fazla yaklaşırlar.